İstiklâl Marşı'nı Güzel Okuma Şiir Yarışması'nda Öğrencimize Başarılar Dileriz.
İstiklâl Marşı'nın Kabulü (12 Mart 1921) ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü ( Ö. T. 27 Aralık 1936) etkinlikleri çerçevesinde öğrencilerin İstiklâl Marşı'nın derin anlamını ve Kurtuluş Savaşı'nın tarihsel önemini kavramaları, geçmiş ile gelecek arasında millî, manevi ve tarihi bir köprü kurabilmeleri, vatan, millet, bayrak sevgisi ve bu değerlere karşı duyarlılık geliştirmeleri ve millî bilinç duygularının güçlendirilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü'ne bağlı resmî ilkokul, ortaokul ve imam hatip ortaokulu öğrencileri arasında Türkiye genelinde İstiklâl Marşı'nı Güzel Okuma Şiir yarışması düzenlenmiştir.
Ortaokullar arasında yapılacak olan yarışma, 26 Aralık 2024 tarihinde saat 10:00 da, Gebze Dumlupınar İmam Hatip Ortaokulu Konferans Salonunda yapılacaktır.
Okulumuz öğrencileri arasından, Türkçe Öğretmenlerimiz Fatma Nur ÖRKİ ve Ayşenur AKSOY tarafından seçilen ve yarışmaya hazırlanan 8. Sınıf öğrencimiz Fatma Ecrin KILIÇARSLAN, yarışmada okulumuzu temsil edecektir. Öğrencimize yarışmada başarılar dileriz.
İSTİKLAL MARŞI
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!